Sürekli iyileştirmeyi, işbirliğini, disiplini, morali, geri bildirim döngülerini ve yeniliği bünyesinde barındıran Kaizen'in kökenlerini araştırarak başlar. Toyota'nın Kaizen'i üretim süreçlerine entegre etmesi, Henry Ford'un başlangıçta Ford Motors'tan öğrendiği montaj hattı konseptinde ustalaşmasını sağladı ve daha sonra General Motors'a üretim tesisini yenilemesinde yardımcı oldu.
1980'lerde Toyota, Mercedes-Benz gibi Avrupalı markaların hakim olduğu lüks otomobil segmentine girme zorluğuyla karşı karşıya kaldı. Toyota, bu algıyı aşıp lüks otomobil üreticisi konumuna yerleşebilmek için Lexus projesini başlattı. Başkan Eiji Toyoda liderliğindeki Toyota, dünyanın en iyi otomobilini üretmeyi hedefledi ve bunun sonucunda Lexus LS 400 geliştirildi. Lexus markasının yaratılması, Toyota'nın imajını yeniden tanımlamak ve Avrupa ve ABD'deki premium lüks pazarına nüfuz etmek için stratejik bir hamleyi temsil ediyordu. .
Yenilikçi özellikler ve üstün işçilikle donatılan Lexus LS 400, beklentileri aşarak otomotiv sektörünün ilgisini çekti. Başlangıçta karışık incelemelere rağmen LS 400'ün mühendislik mükemmelliği ve performansı Avrupalı lüks otomobil üreticilerini Toyota'nın başarısını kabul etmeye zorladı. Toyota, sürekli iyileştirme arayışı ve Kaizen ilkelerine bağlılık sayesinde lüks otomobil pazarını başarılı bir şekilde alt üst etti ve gelecekteki yeniliklerin önünü açtı.